Romatizma veya romatizmal hastalık, eklemleri, kemikleri, kıkırdakları, kasları, bağları, tendonları ve bağ dokusunu etkileyen çeşitli tıbbi durumları ifade eden bir terimdir.

Bununla birlikte, “romatizma” kavramının tıp literatüründe mevcut olmadığı, yani lokomotor sistemin “romatizma” olarak adlandırılan bir hastalığı veya rahatsızlığı olmadığı açıklığa kavuşturulmalıdır. Toplum, “romatizma” veya “romatizma” adı altında kas-iskelet sistemi ile ilgili tüm rahatsızlıkları veya şikayetleri gruplandırmıştır.

Romatizmal hastalıklar, kronik ağrı ve bunun sonucunda insan hareket sisteminin bir veya daha fazla bölgesinde hareket ve fonksiyon aralığında azalma ile karakterize edilir. Bazı hastalıklarda, etkilenen bölgelerde iltihap belirtileri vardır. Romatizmal hastalıklar iç organları da etkileyebilir.

Romatizmal hastalıkların tedavisi.
Geleneksel tıp romatizmal hastalıklar için bir tedavi bulamamıştır (erken teşhis edildiğinde veya tespit edildiğinde antibiyotiklerle tedavi edilebilen enfeksiyöz artrit hariç). İlaç tedavisinin amacı genellikle ağrı ve iltihabı azaltmak ve eklemin düzgün çalışmasını sağlamaktır. Doktor tarafından tasarlanan her tedavi planı, hastanın romatizmal hastalığının türüne ve şiddetine göre özel olarak uyarlanmalıdır.

Biorezonans tedavisi
Gördüğümüz gibi, romatizmal hastalıkların Batı tıbbına göre tedavisi sadece ağrıyı dindirebilir ve hastalıktan etkilenen bölgelerin işlevini iyileştirebilir. Ancak ilaç kullanımı yan etkilere neden olabilir. Hastaların yaşam kalitesini artıran ve yan etkilere neden olmadan semptomları hafifletmeye yardımcı olan non-invaziv, kimyasal olmayan bir tedavi olduğu için manyetik biorezonans tedavisi güvenilir bir alternatiftir.

Nasıl Çalışır?
Biorezonans tanı ve tedavisi, fizik alanındaki yeni keşiflerin tıp alanına uygulanmasına dayanmaktadır. Terapistler, dengeyi sağlamak ve böylece dengesizliklerinden kaynaklanan patolojileri hafifletmek için her birimizin vücudundan geçen elektromanyetik akımlarla çalışır. Elektromanyetik ekipmanın dalgaları sinir sistemine etki ederek onun aktivasyonunu sağlar ve romatizmal rahatsızlıkların iyileştirilmesine yardımcı olmak üzere onu yönlendirir.

Rezonans çalışmalarının temeli geleneksel Çin tıbbı bilgisinden gelmektedir. 1950’lerde Alman bilim insanları Çin akupunkturunun merkezi sinir sistemini uyararak vücudun kendi kendini iyileştirmesini sağladığını keşfetti. Bu bulgudan esinlenerek, akupunktur noktalarını elektrik akımlarıyla uyaran ilk biorezonans ekipmanını icat ettiler.

Günümüzün biorezonans makineleri vücudun kendi ve dış dalga frekansları ile çalışmaktadır. Elektromanyetik frekanslar vücudun belirli noktalarındaki elektrotlar tarafından alınır ve makineye aktarılır, burada değiştirilir ve hastaya geri yönlendirilir. Daha sonra vücut titreşimleriyle rezonansa girerler ve onlara yeni bir düzen getirirler.

Etkinliği, vücut dalgalarıyla tam bir rezonansa neden olma yeteneğine dayanmaktadır. Buna ek olarak, cihaz belirli maddelerin titreşimlerini yönlendirebilir. Bu durumda sistem, düzeltmek için sağlık sorununa neden olan toksik madde veya alerjeninkine zıt bir frekans oluşturur.

Hastanın el ve ayaklarına dört elektrot yerleştirilir (her uzuv için bir tane), bu da hastanın titreşim frekanslarının bağlı olduğu ekipman tarafından kaydedilmesini ve bu frekansların organizmanın ihtiyaçlarına göre ayarlanarak geri döndürülmesini sağlar.

Biorezonansın Faydaları
Biorezonans tedavisinin tıbbi kontrendikasyonları veya yan etkileri yoktur. Geleneksel tıbbın invaziv tedavilerinin aksine, biorezonans romatizmayı hafifletmek için kimyasallara veya cerrahi tedavilere dayanmayan bir alternatif tıp biçimi sunar.